ablası

listen to the pronunciation of ablası
Turkish - English

Definition of ablası in Turkish English dictionary

abla
sister

I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal. - Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder.

Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother. - O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.

abla
elder sister

My elder sister is good at playing the guitar. - Ablam iyi gitar çalar.

Our great-great-grandmother died the day after my elder sister was born. - Bizim büyük büyük büyük annemiz ablam doğduktan sonraki gün öldü.

abla
ma'am (a respectful term of address for a woman)
abla
big sister

My big sister wants to kill me. - Ablam beni öldürmek istiyor.

I have more skirts than my big sister. - Ablamdan daha fazla eteğim var.

abla
respectful title used when addressing a woman
abla
older sister

Though she looks like his older sister, the fact is that she is his mother. - O onun ablası gibi görünmesine rağmen, gerçekte onun annesidir.

My older sister got engaged. - Benim ablam nişanlandı.

abla
sis; ma'am
abla
sis

She is not my mother but my oldest sister. - O benim annem değil fakat en büyük ablamdır.

I like eggs for breakfast, but my sister prefers oatmeal. - Ben kahvaltı için yumurta severim, ama ablam yulaf lapası tercih eder.

Turkish - Turkish

Definition of ablası in Turkish Turkish dictionary

Abla
aba
abla
Genel ev veya randevu evi işletmecisi kadın, çaça, mama: "Bir akşam gel benimle, gidelim bir sarhoşluk edelim, ablaları şöyle bir dolaşalım."- M. Ş. Esendal
abla
Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın: "Hatırda kalan şey değişmez zamanla / Ne vefalı komşumuzdun sen Fahriye abla."- A. M. Dıranas
abla
Bir kimsenin kendinden büyük olan kız kardeşi
Abla
cice
Abla
madama
Abla
abru
abla
Büyük kız kardeş gibi saygı ve sevgi gösterilen kız veya kadın
abla
Beyaz taş
abla
Genel ev veya randevu evi işletmecisi kadın, çaça, mama