English - Turkish
Definition of a young person (now usually with of introducing descriptive qualifier) in English Turkish dictionary
- slip
- kaymak
- slip
- kötüye gitmek (durum)
- slip
- ufak yanlış
- slip
- sürçme
Bu bir tür dil sürçmesi olmalı.
-This must have been some kind of Freudian slip.
Bu bir dil sürçmesiydi.
-It was a slip of the tongue.
- slip
- (gizlice) sıvışmak
- slip
- kayış
- slip
- {f} kay
Geçen kış Tom buzda kaydı ve kalçasını kırdı.
-Tom slipped on ice and broke his hip last winter.
Politikacı bir yılan balığı gibi kaygan!
-The politician is as slippery as an eel!
- slip
- düşmek (değer)
- slip
- (Tekstil) kombinezon
- slip
- kötüye gitmek
- slip
- yas
- slip
- {f} kaybetmek
- slip
- süzülmek
- slip
- {i} kayma, kayış
- slip
- sıvışmak
- slip
- {f} serbest bırakmak
- slip
- gemi kızağı
- slip
- {f} sıyırmak
Related Terms
English - English
Definition of a young person (now usually with of introducing descriptive qualifier) in English English dictionary
- slip
She couldn't hurt a fly, young slip of a girl that she is.
a young person (now usually with of introducing descriptive qualifier)
Hyphenation
a young per·son (now u·su·al·ly with of in·tro·du·cing de·scrip·tive qualifier)Resimler
History
Favorites