Tom'un bir kablolu TV'si yok.
 - Tom doesn't have cable TV.
Ağ televizyonda kullanılan saygısız dil küçük çocuklu ebeveynlerin kabloluya abone olmayı istememelerine sebep oluyor.
 - The profane language used on network television makes many parents with young children not want to subscribe to cable.
Elektrikçi önümüzdeki hafta gelip bu kabloyu onaracak.
 - The electrician will come and fix the cable next week.
Elektrik kabloları bakırdan yapılmıştır.
 - Electricity cables are made of copper.