Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a turn revolution; rotation; compass

listen to the pronunciation of a turn revolution; rotation; compass
English - Turkish

Definition of a turn revolution; rotation; compass in English Turkish dictionary

wheel
{i} çark

Mary bir çömlekçinin çarkını kullanıyor. - Mary uses a potter's wheel.

Çarkı su gücü çeviriyor. - Water power turns the wheel.

wheel
tekerlek

Tek tekerlekli bir bisikletin sadece bir tekeri vardır. - A unicycle has only one wheel.

Tom tekerlekli sandalye olmadan gezinemiyor. - Tom can't get around without a wheelchair.

wheel
Teker / Çark
wheel
dümen dolabı
wheel
{f} dönmek
wheel
daireler çizerek dönmek
wheel
kodaman
wheel
(İnşaat) teker, çark, pervane
wheel
{f} (around/round/about) birdenbire dönmek, dönüvermek
wheel
deveran
wheel
{f} yuvarlanmak
wheel
{f} pedal çevirmek
wheel
sürülmek
wheel
eksen etrafında dön(mek)
wheel
{i} teker

Tek tekerli bisikletin tek tekeri vardır. - A unicycle has one wheel.

Onun arabasının tekerlekleri yok. - His car has no wheels.

wheel
{i} araba

O bir el arabası üzerine tökezledi. - She stumbled over a wheelbarrow.

Tom el arabasını kum ile doldurdu. - Tom filled the wheelbarrow with sand.

wheel
{i} dişli
wheel
{i} bisiklet

Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var. - Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.

Tom'un bisikletinden tekerleri çıkardım. - I took the wheels off Tom's bike.

wheel
(isim) lastik, tekerlek, teker, direksiyon, dümen, dişli, çark, araba, bisiklet, işkence çarkı, dönme, çark etme
wheel
{i} direksiyon, direksiyon simidi/volanı
English - English
wheel