English - Turkish
Definition of a tendency or characteristic, but not a dominant or pervasive one in English Turkish dictionary
- streak
- (isim) ışın, şimşek, düzensiz çizgi, damar (ağaç vb.), iz, meç (saç), belirti, kısa süre
- streak
- huy
- streak
- {i} belirti
- streak
- çizgili
- streak
- meç
- streak
- rüzgar gibi geçmek
- streak
- hızla gitmek
- streak
- {f} yol yol boya
- streak
- yol yol yapmak
- streak
- çizgileşmek
- streak
- {f} hızlı gitmek
- streak
- {f} acele etmek
- streak
- {i} damar (ağaç vb.)
- streak
- {i} ışın
- streak
- çevresinden farklı renkte olan ince çizgi: Her hair has streaks of gray in it. Saçında gri çizgiler var. It made a streak of light in
- streak
- çok
- streak
- (fiil) çizgi çizgi boyamak, acele etmek, hızlı gitmek, çırılçıplak geçmek
- streak
- hızla geçmek
- streak
- {i} şimşek
Related Terms
English - English
Definition of a tendency or characteristic, but not a dominant or pervasive one in English English dictionary
- streak
She's a quiet, bookish person, but she has a rebellious streak.
a tendency or characteristic, but not a dominant or pervasive one
Hyphenation
a ten·den·cy or characteristic, but not a do·mi·nant or per·va·sive onePronunciation
Resimler
History
Favorites