English - Turkish
Definition of a substance, especially a remedy, that is prepared in English Turkish dictionary
- preparation
- hazırlık
Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.
-Most students are doing preparation for the term examination.
Biz yarına kadar parti hazırlıklarını bitirmek zorundayız.
-We have to finish preparations for the party by tomorrow.
- preparation
- ihzarat
- preparation
- (Denizbilim) müstahzar
- preparation
- tedarik
- preparation
- hazırlanış
- preparation
- önleyici
- preparation
- hazırlama
- preparation
- hazırlanan şey
- preparation
- (Tıp) Mikroskopik muayene için hazırlanmış oduk örneği, fiksatif eriyik içinde muhafaza edilen organ veya doku, preparat
- preparation
- {i} giriş müziği
- preparation
- (Tıp) Hazırlanmış ilaç, belli bir formüle göre yapılmış ilaç
- preparation
- {i} basur ilacı
- preparation
- {i} hazırlanma
Hazırlanma eksikliği nedeniyle başarısız olduk.
-We failed due to a lack of preparation.
- preparation
- {i} akort yapma
- preparation
- {i} hazırlanan ilâç
- preparation
- (Biyoloji) preparat
- preparation
- {i} preparat, hazır ilaç
- preparation
- (Tıp) Hazırlama, hazır hale getirme
Related Terms
English - English
Definition of a substance, especially a remedy, that is prepared in English English dictionary
- preparation
The traditional remedy is a bitter preparation made from steamed herbs.
a substance, especially a remedy, that is prepared
Hyphenation
a substance, es·pe·cial·ly a remedy, that I·s pre·paredPronunciation
Resimler
History
Favorites