a stream, course, great crowd or body

listen to the pronunciation of a stream, course, great crowd or body
English - Turkish

Definition of a stream, course, great crowd or body in English Turkish dictionary

current
(Askeri) YÜRÜRLÜKTEKİ; KULLANILMAKTA OLAN; CARİ
current
(Elektrik, Elektronik) elektrik cereyanı
current
şu anki

Tom şu anki aylığından tamamen memnun. - Tom is perfectly satisfied with his current salary.

Şu anki pozisyonumdan memnunum. - I am content with my current position.

current
kullanılan
current
güncel

Güncel teknolojiyi kullanıyor musun? - Do you use current technology?

Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum. - I try to keep current with important news.

current
bugünkü
current
geçerli

Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir. - The old belief is still widely current.

Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir. - If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.

current
yaygın

Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir. - The old belief is still widely current.

current
cari
current
{s} şimdiki

Saakaşvili iktidara geldiğinde Gürcistan'ın şimdiki milli marşı, 2004 yılında kabul edildi. - The current national anthem of Georgia was accepted in 2004, when Saakashvili came to power.

Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır. - Tom is Mary's current boyfriend.

current
akım

Elektrik akımı manyetizma oluşturabilir. - An electric current can generate magnetism.

Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok. - Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.

current
içinde bulunulan an dilimi, akım (elektrik), akıntı (su, nehir...)
current
tutulan
current
şimdiki zamana ait
current
current expenses günlük masraflar
current
(isim) akım, akıntı, cereyan; eğilim
current
current history bugünün tarihi
current
revaçta olan
English - English
{n} current