O gürültüye katlanamam.
 - I can't put up with that noise.
O gürültüye katlanamam.
 - I can't stand that noise.
Gürültü ve ses arasındaki farkı kim çevirebilir?
 - Who can translate the difference between noise and sound?
Çorbanızı içerken ses çıkartmayınız.
 - Don't make noises when you eat soup.
Çocuklara sessiz kalmalarını emrettim, ama onlar gürültü yapmaya devam ettiler.
 - I ordered the children to stay quiet, but they kept on making noise.
Benim için sürpriz oldu, kapı sessizce açıldı.
 - Much to my surprise, the door opened noiselessly.