Konser için bilet alırken zorlandım.
 - I had difficulty getting a ticket for the concert.
Şansa bak ki, biletleri dün almıştım.
 - Luckily, I was able to get the tickets yesterday.
Geçmişte demokratik parti aday listesi için oy verdim fakat bundan sonra Cumhuriyetçi partiyi destekleyeceğim.
 - In the past I used to vote for the Democratic ticket, but from now on I'll climb on the Republican bandwagon.
Ben bir trafik cezası aldım.
 - I got a traffic ticket.
U-dönüşü yapılmaz levhası olmayan bir kavşakta bir U-dönüşü yaptığımdan dolayı polisin bana bir trafik cezası makbuzu yazmamasından dolayı şanslıydım.
 - I was lucky that the policeman didn't give me a ticket for making a U-turn at an intersection that had a no U-turn sign.
İhlal edenler etiketlenecek.
 - Violators will be ticketed.
Yemek fişlerini nasıl kullanırım?
 - How do I use meal tickets?
Sami yemek fişini kaybetti.
 - Sami lost his meal ticket.
I saw my first bike as my ticket to freedom.