Bununla ilgilenebileceğini düşündüm.
 - I thought you might be interested in this.
Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
 - I thought his opinion was relevant.
Yüzünde düşünceli bir görünüm vardı.
 - She had a thoughtful look on her face.
Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.
 - Oh, thanks! How thoughtful.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
 - The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
 - The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm.
 - I thought we came here to discuss a new deal.
Seninle ilişkiyi bitirseydim, seninle tekrar görüşmek zorunda kalmayacağımı sandım.
 - I thought if I broke up with you, I'd never have to see you again.
Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim.
 - I never thought I would find a woman like you.
Hiçbir müzisyen o müziği cenaze töreninde çalmayı düşünmezdi.
 - No musician would have thought of playing that music at the funeral.
Çekici kadınların genellikle aptal olduğu düşünülmektedir.
 - Attractive women are often thought to be dumb.
Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir.
 - Better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt.
Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
 - Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
Düşüncelerini kağıda döktü.
 - She put down her thoughts on paper.
Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu.
 - I thought he loved you, but as it is, he loved another girl.
Sanırım Tom ziyarete gelmek için çok geç olduğunu düşündü.
 - I guess Tom thought it was too late to come visit.