Tarafsızlık bile taraflıdır.
 - Even impartiality is partial.
Oyun sadece taraflı bir başarıydı.
 - The play was only a partial success.
Tom sadece kısmi sorumluluk kabul etti.
 - Tom only accepted partial responsibility.
O, sadece kısmi bir başarıydı.
 - It was only a partial success.
Güneş tutulmaları tam ya da bölümlü olabilir.
 - Lunar eclipses can be total or partial.
Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
 - That teacher tends to be partial to female students.
Çikolatalı keke düşkündür.
 - She is partial to chocolate cake.
O, tatlılara meyillidir.
 - She is partial to sweets.