Dikkatli bir okuyucu hatayı fark ederdi.
 - A careful reader would have noticed the mistake.
Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.
 - An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.
Sadece örgütlenmemiş okutmanlardan nefret etmiyor musunuz?
 - Don't you just hate unorganized lecturers?
Özellikle, ben bir üniversite okutmanıyım.
 - Specifically, I'm a university lecturer.
Konferansçı genel olarak Amerikan edebiyatı ve özellikle Faulkner hakkında konuştu.
 - The lecturer spoke generally about American literature and specifically about Faulkner.
Konferansçının belâgatlı konuşmasından derinden etkilendik.
 - We were deeply impressed by the lecturer's eloquent speech.
Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar.
 - In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.
Tatoeba kullanıcıları dört İdeal tipik gruba ayrılabilir: okuyucular, yazarlar, çevirmenler ve düzeltmenler.
 - Tatoeba users can be divided into four ideal-typical groups: readers, authors, translators and proofreaders.