Klavsenin sesini çok severim.
 - I like the sound of harpsichord very much.
Sırtlanın havlaması kahkaha gibi ses çıkarıyor.
 - The hyena's bark sounds like laughter.
Ben korkunç sesleri engellemek için parmaklarımı kulaklarıma koydum.
 - I put my fingers in my ears to block out the terrible sounds.
Bir koyun nasıl ses çıkarır?
 - What sound does a sheep make?
İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin.
 - You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.
Daha çok yerli bir konuşmacı gibi ses çıkarmak için ne yapabilirim?
 - What can I do to sound more like a native speaker?
Tom etkilenmiş görünüyor.
 - Tom sounds impressed.
Ekip sağ salim geri döndü.
 - The party returned safe and sound.
Hepimiz sağ salim geri döndük.
 - We're all back safe and sound.