a presupposition used as a basis for establishing a proof

English - Turkish

Definition of a presupposition used as a basis for establishing a proof in English Turkish dictionary

Related Terms

postulate

(Kanun) faraziye

postulate

farzetmek

postulate

gerçek olduğunu varsaymak

postulate

postülat

postulate

{f} şart koymak

postulate

ispatsız olarak ifade etmek

postulate

{f} doğru varsaymak

postulate

{f} postulat olarak kabul etmek

postulate

gerçek olarak kabul etmek

postulate

var saymak

postulate

{i} man., mat. postulat, konut, koyut

postulate

{f} ispatsız olarak kabul ettirmek

postulate

{f} talep etmek

postulate

{f} (pas'çıleyt) farzetmek, varsaymak

postulate

(Tıp) İspata gerek duyulmaksızın var sayılan esas,kaziye

postulate

(fiil) şart koymak, talep etmek, ispatsız olarak kabul ettirmek, doğru varsaymak, postulat olarak kabul etmek, seçmek (göreve)

postulate

postulat

postulate

doğru kabul et

English - English

Definition of a presupposition used as a basis for establishing a proof in English English dictionary

postulate

Hyphenation

a presupposition used as a ba·sis for establishing a proof

Turkish pronunciation

ı prisıpızîşın yuzd äz ı beysıs fôr istäblîşîng ı pruf

Pronunciation

/ə ˌprēsəpəˈzəsʜən ˈyo͞ozd ˈaz ə ˈbāsəs ˈfôr ēˈstabləsʜəɴɢ ə ˈpro͞of/ /ə ˌpriːsəpəˈzɪʃən ˈjuːzd ˈæz ə ˈbeɪsəs ˈfɔːr iːˈstæblɪʃɪŋ ə ˈpruːf/