English - Turkish
Definition of a precious stone, a colour in English Turkish dictionary
- sardine
- sardalya
Ben balık pazarına gidiyorum. Öğle yemeği için ne istersin? Uskumru veya sardalya?
-I'm on my way to the fish market. What would you like for lunch? Mackerel or sardine?
Tom sarı hardallı kraker üzerinde füme sardalya yemeyi sever.
-Tom likes to eat smoked sardines on crackers with yellow mustard.
- sardine
- sardalye
- sardonyx
- akik
- sardine
- Sardina pilchardus
- sardine
- packed like sardines sardalye gibi istif edilmiş
- sardine
- {i} ateşbalığı
- sardonyx
- sardoniks
- sardonyx
- {i} akik kırmızı
- sardonyx
- yemen akiki
- sardonyx
- bir çeşit tabakalı akik taşı
- sardonyx
- {i} sarı akik
- sardonyx
- {i} kırmızı akik
- sardonyx
- alt tabakası kırmızı Süleymani ta
- sardonyx
- {i} sari
- sardonyx
- (isim) akik (kırmızı, sari), kırmızı akik, sarı akik
Related Terms
a precious stone, a colour
Hyphenation
a pre·cious stone, a colourPronunciation
Resimler
History
Favorites