O, onun büyük bir bilim adamı olma hırsını anladı.
 - She realized her ambition to become a great scientist.
Bu politikacı hırs dolu.
 - That politician is full of ambition.
Başbakan olma tutkusunu taşıyordu.
 - He had the ambition to be prime minister.
Onun tutkusu bir avukat olmaktır.
 - His ambition is to be a lawyer.
Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu.
 - Mary wanted to marry a man with ambition.
Mary hırslarını gerçekleştireceğini söylüyor.
 - Mary says she will follow through on her ambitions.
Senin hırsların nedir?
 - What are your ambitions?