Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
 - Some officials may have been corrupted.
Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi.
 - The official in charge let me in.
Tayca, Tayland'ın resmi dilidir.
 - Thai is the official language in Thailand.
Onun resmî iş görevleri nelerdir?
 - What are his official job duties?
O, bu kasabanın sakinleri tarafından bir yetkili seçildi.
 - He was elected an official by the inhabitants of this town.
Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
 - Canadian officials weighed the supplies of each man.
Tom bir kamu görevlisidir.
 - Tom is a public official.
Gümrük görevlileri Tom'u tepeden tırnağa aradılar.
 - Customs officials carried out a full body search on Tom.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
 - The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
 - Some officials may have been corrupted.
Bu devlet memurları rüşvetçidir.
 - These government officials are corrupt.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
 - Government officials inspected all factories.