Tom'un konuşma şekli sinirlerime dokundu.
- Tom's way of speaking got on my nerves.
Dışarıdaki gürültü sinirime dokunduğu için canım çalışmak istemedi.
- I didn't feel like studying because the noise outside was getting on my nerves.
Tom onu tekrar yapmaya cüret etmedi.
- Tom didn't have the nerve to do it again.
Tom'a o soruyu sormaya cüret etmedim.
- I didn't have the nerve to ask Tom that question.
Bu insan beyninde kaç nöron var?
- How many neurons are there in this human brain?
Beyinde yaklaşık yüz milyar nöron vardır.
- In the brain there are around one hundred billion neurons.