Erkek kardeşim Tokyo'da yaşıyor.
 - My brother lives in Tokyo.
Erkek kardeşim, ben kadar büyük.
 - My brother is as large as I.
O Taro'nun erkek kardeşi.
 - He is Taro's brother.
Küçük erkek kardeşim televizyon izliyor.
 - My little brother is watching television.
Matt Rita'nın kayınbiraderi.
 - Matt is Rita's brother-in-law.
Kayınbiraderim geçen çarşamba vefat etti.
 - My brother-in-law passed away last Wednesday.
Erkek kardeşler gibi birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz, ya da aptallar gibi birlikte öleceğiz.
 - We must learn to live together as brothers, or we will perish together as fools.
Bugün Tom'un erkek kardeşiyle birlikte sinemaya gideceğim.
 - Today I'll go to the cinema with Tom's brother.