Bir centilmen böyle bir şey yapmazdı.
 - A gentleman wouldn't do such a thing.
Onun davranışları bir centilmen tavrı değildir.
 - His manners are not those of a gentleman.
O mükemmel bir beyefendi.
 - He is a perfect gentleman.
Tom'un her inçi bir beyefendi idi.
 - Tom was every inch a gentleman.
Tom'un her inçi bir beyefendi idi.
 - Tom was every inch a gentleman.
İstasyonda güvenilir bir beyefendiyle karşılaştım.
 - I met a certain gentleman at the station.
Bay Hawk nazik bir beyefendidir.
 - Mr. Hawk is a kind gentleman.
Gerçek bir beyefendi bir bayanı bekletmemeli.
 - A true gentleman must not keep a lady waiting.
Adamı örnek bir beyefendi olarak tanımladı.
 - He described the man as a model gentleman.
Sen bir beyefendi ve bir bilim adamısın.
 - You're a gentleman and a scholar.
Soylu erkek isyanda bir köle tarafından öldürüldü.
 - The gentleman was killed by a slave in revolt.