a low class bar, a speakeasy

listen to the pronunciation of a low class bar, a speakeasy
English - Turkish

Definition of a low class bar, a speakeasy in English Turkish dictionary

speak
{f} konuşmak

İngilizce konuşmak kolay değildir. - Speaking English is not easy.

İngilizce konuşmak kolay değildir. - Speaking English isn't easy.

speak
{f} (gerçeği/sözü) söylemek: He couldn't speak a word. Hiçbir söz söyleyemedi
speak
{f} söylemek

Doğruyu söylemek suç değildir. - Speaking the truth is not a crime.

Sanırım söylemek istediğim bir şeyi neredeyse tamamen söylemek için yeterince iyi şekilde Fransızca konuşabilirim. - I think I can speak French well enough to say pretty much anything I want to say.

speak
{f} göstermek (özellik)
speak
konuş

John, Fransızcayı iyi konuşamıyor. - John can't speak French well.

Açıkça konuşmak gerekirse, o güvenilmez biri. - Frankly speaking, he is untrustworthy.

speak
{f} (spoke, spo.ken)
speak
{f} söz söylemek
speak
{f} ses çıkarmak

Bir yerli konuşan gibi ses çıkarmak istiyorsan bu çok iş gerektirir. - If you want to sound like a native speaker, it'll take a lot of work.

İletişim kurmak için bir anadil konuşuru gibi ses çıkarmak zorunda değilsin. - You don't have to sound like a native speaker in order to communicate.

speak
{f} haberleşmek
speak
konuşma yapmak
speak
konuşabilmek

Altı dil konuşabilmekle böbürlenir. - He boasts that he can speak six languages.

Rusçayı akıcı bir şekilde konuşabilmek isterim. - I want to be able to speak Russian fluently.

speak
bilmek

Tom Fransızca bilmektedir ve ayrıca İngilizce bilmektedir. - Tom speaks French and also speaks English.

Ben sadece nasıl Fransızca konuşacağımı bilmek istiyorum. - I just wish I knew how to speak French.

speak
düşünceleri iletmek
speak
bahsini etmek
speak
nutuk söylemek
speak
işaretle konuşmak Speak Haydi
English - English
speak