Tom'un bekar olup olmadığından şüpheliyim.
 - I doubt if Tom is single.
Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
 - Some young Japanese people prefer being single to being married.
Gökyüzünde tek bir bulut yok.
 - There isn't a single cloud in the sky.
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
 - She left without saying even a single word.
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
 - Did God really create the earth in a single day?
Benim tek bir düşmanım yok.
 - I don't have a single enemy.
Tanrı, dünyayı gerçekten tek bir günde mi yarattı?
 - Did God really create the earth in a single day?
Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı.
 - She left without saying even a single word.
Tek kişilik oda istiyor musunuz?
 - Do you want a single room?
Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
 - I'd like to reserve a single room.
Tek kişilik bir oda ister misin?
 - Would you like a single room?
Tek kişilik banyolu ada, lütfen.
 - A single room with bath, please.