a group of followers, attendants or admirers; an entourage

listen to the pronunciation of a group of followers, attendants or admirers; an entourage
English - Turkish

Definition of a group of followers, attendants or admirers; an entourage in English Turkish dictionary

following
{s} izleyen

O, arkasında izleyen köpeği ile yürüyüşe çıktı. - He went out for a walk, with his dog following behind.

Bizi izleyen birini görmedim. - I didn't see anybody following us.

following
{i} izleme

Beni izlemeni istemiyorum. - I don't want you following me.

Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı. - Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.

following
yandaşlar
following
ardından gelen
following
sözü edilen
following
müteakiben
following
(Havacılık) aşağıdaki müteakip
following
bir şeyin üstüne
a group of
bir grup
following
{i} aşağıdaki

10 a 1 ölçeğinde, lütfen aşağıdaki dillerdeki yeterliliğini sınıflandır. - On a scale of 1 to 10, please rate your proficiency in the following languages.

Aşağıdaki cümleleri Japoncaya çevir. - Translate the following sentences into Japanese.

following
{f} izle

Tom'un bizi izlemeyi bırakmasını istedim. - I asked Tom to stop following us.

Tom birinin kendisini izleyip izlemediğini görmek için omzunun üzerinden baktı. - Tom looked over to his shoulder to see if anyone was following him.

following
ed.-den sonra
following
destekçiler türkümü
following
ertesi

O, ertesi gün eve gideceğini söyledi. - He said that he was going home the following day.

Tom ertesi Cuma Mary'yi görmek için gitti. - Tom went to see Mary the following Friday.

following
belirtilen şey ya da kişiler
a group of
bir gurup
following
the following şunlar
following
bağımlı olan kimseler
following
{e} sonra

Daha sonraki adımlar nelerdir? - What are the following steps?

Şiddetli bir donmanın ardından kangrenle enfekte olduktan sonra Tom'un ayağı kesilmek zorunda kaldı. - Tom's foot had to be amputated after it had become infected with gangrene following a severe frostbite.

following
tabi olanlar
following
{i} hayran kitlesi
English - English
following

He had a loyal following.