a grandmother (rarely a grandfather)

listen to the pronunciation of a grandmother (rarely a grandfather)
English - Turkish

Definition of a grandmother (rarely a grandfather) in English Turkish dictionary

gran
nine

Tom dedesi ve ninesiyle Fransızca konuşur. - Tom speaks French to his grandparents.

Şu küçük ev, küçük bir kızken ninemin yaşadığı, papatyalarla kaplı ve etrafında elma ağaçları olan bir tepede bulunan küçük eve çok benziyor. - That little house looks just like the little house my grandmother lived in when she was a little girl, on a hill covered with daisies and apple trees growing around.

gran
büyükanne

Büyükannem bana istediğimden daha fazlasını verdi. - My grandmother gave me more than I wanted.

Tom ve büyükannesi kitapçıya gitti. - Tom and his grandmother went to the bookstore.

gran
i., k.dili. nine, büyükanne
gran
(Tıp) Tane, tanecik anlamına önek
gran
(isim) nine
English - English
gran