a father, mother and their sons and daughters; also called nuclear family

listen to the pronunciation of a father, mother and their sons and daughters; also called nuclear family
English - Turkish

Definition of a father, mother and their sons and daughters; also called nuclear family in English Turkish dictionary

family
{i} sülale
family
{i} aile

Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum. - I don't know anything about her family.

Ailenizin bir Japon arabasına sahip olduğuna şaşırdım. - I am surprised that your family has a Japanese car.

family
{s} aileye ait

O büyük bir aileye ait. - He belongs to a big family.

family
{i} (Botanik) , (Zooloji) familya
family
{i} aile; akrabalar; çoluk çocuk
family
{i} familya
family
{i} küme
family
{i} soy

Çin'de önce soyadımızı sonra adımızı koyarız. - In China, we put our family name first, then our name.

Onların soyadı posta kutusunda yazılıdır. - Their family name is written on their mailbox.

family
{i} ev halkı
family
çocuklar

Yakın zamanda bir babanın büyük ailesinin huzurunda, erkek çocuklarımdan hiçbirinin avukat olmasını istemiyorum. dediğini duyduk. - Not long ago we heard a father say in the presence of his large family, I don't want any of my boys to be lawyers.

Çocuklar aile ortamını yansıtırlar. - Children reflect the family atmosphere.

family
kan

O yoksul aile her ay kıt kanaat geçiniyor. - That poor family lives from hand to mouth every month.

Sami ailesini kandırdı. - Sami fooled his family.

family
şecere
family
ocak
family
kodak
family
ev bark
family
family circle aile çevresi
family
(Tıp) Zürriyet, döl
family
family Bible bir ailenin önemli günlerini kaydettiği içinde boş sayfaları bulunan büyük boy Kitabı Mukaddes
English - English
family

Our family lives in town.

a father, mother and their sons and daughters; also called nuclear family

    Hyphenation

    a father, moth·er and their sons and daughters; al·so called nu·cle·ar fa·mi·ly

    Pronunciation

Favorites