Annem, akşam yemeğini pişirmekle meşgul.
- Mother is busy cooking the dinner.
Sizin için akşam yemeği pişireyim mi?
- Shall I cook dinner for you?
İş yapılır yapılmaz, genellikle beş buçuk civarında, akşam yemeği yemek için eve gelirim.
- Once the work is done, usually around half past five, I come home to have dinner.
Biz iki Amerikalı erkek ve iki Alman bayanla akşam yemeği yemek için çıktık.
- We went out to dinner with two American men and two German ladies.
Rezervasyon olmadan bu restoranda yemek yemek imkansız.
- It's impossible to dine at this restaurant without reservations.
Kızma, amca. Gel! Yarın bizimle yemek ye.
- Don't be angry, uncle. Come! Dine with us tomorrow.
Biftek ziyafetinden memnun oldum.
- I was satisfied with the steak dinner.
Tom ve Mary pazartesi akşamı bir ziyafet veriyor.
- Tom and Mary are having a dinner party Monday evening.
İyi bir şarap menüleri olsa bile, burada akşam yemeği yemek istemeyeceğim.
- Even if they have a good wine menu, I will not want to dine here.
Give the dog its dinner.
... as we sat at a dinner in Washington. A guy asked my daughter, he said, “Ruth, 150 years ...
... at night. I need to be able to get home at 5 o'clock so I can be there for making dinner ...