Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a device for distilling liquids

listen to the pronunciation of a device for distilling liquids
English - Turkish

Definition of a device for distilling liquids in English Turkish dictionary

still
hareketsiz

Tamamen hareketsiz dur. - Stay absolutely still.

Tom hareketsiz duruyordu. - Tom was standing still.

still
hâlâ

Sen olmasaydın, o hâlâ hayatta olacaktı. - If it hadn't been for you, he would still be alive.

Olay anımızda hâlâ tazedir. - The event is still fresh in our memory.

still
buna rağmen

Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var. - All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes.

Çok hatası var. Buna rağmen onu severim. - She has a lot of faults. Still, I like her.

still
{i} içki fabrikası
still
{i} sükunet
still
{f} sakinleşmek
still
(İnşaat) durgun, duran, hala
still
durgunlaşmak
still
amma
still
damıtma aygıtı
still
akıntısız
still
durgun,fa.hala: adj.hareketsiz
still
sessizlik
still
{s} köpüksüz (şarap)
still
{s} rüzgârsız; esintisiz
still
bağ. bununla beraber, bununla birlikte: I'm sorry about this. Still, I'm sure that in the end it's for the best. Üzgünüm. Bununla beraber
still
daima
still
(sıfat) durgun, hareketsiz, sakin, sessiz, köpüksüz
still
{s} köpüksüz
English - English
still
a device for distilling liquids

    Hyphenation

    a de·vice for dis·til·ling liquids

    Turkish pronunciation

    ı dîvays fôr dîstîlîng lîkwıdz

    Pronunciation

    /ə dəˈvīs ˈfôr dəˈstələɴɢ ˈləkwədz/ /ə dɪˈvaɪs ˈfɔːr dɪˈstɪlɪŋ ˈlɪkwədz/
Favorites