a dealing with spirits, enchantment

listen to the pronunciation of a dealing with spirits, enchantment
English - Turkish

Definition of a dealing with spirits, enchantment in English Turkish dictionary

magic
sihirbazlık

Sihirbazlık gösterisi bugün harikaydı. - The magic show was awesome today.

Sihirbazlık, batıl itikadı paraya çevirme sanatıdır. - Magic is the art of changing superstition into money.

magic
büyü

Her lamba büyülü değildir. - Not every lamp is magic.

Japon folklöründe, bakenekolar büyülü güçleri olan kedilerdir. - In Japanese folklore, bakeneko are cats with magical powers.

magic
sihir

Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır. - Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again.

Kız, sihir gibi kayboldu. - The girl vanished like magic.

magic
{i} büyücülük
magic
sihirle ilgili
magic
büyülü

Her lamba büyülü değildir. - Not every lamp is magic.

Onu öpmek büyülü, unutulmaz bir andı. - Kissing her was a magical, unforgettable moment.

magic
sihirli

Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar. - In former days, men sold themselves to the Devil to acquire magical powers. Nowadays they acquire those powers from science, and find themselves compelled to become devils.

Tom birkaç sihirli hileler bilir. - Tom knows a few magic tricks.

magic
büyücülükte kullanılan
magic
büyülü magic mirror bakılınca gaipten haber veren ayna
magic
gözbağı
magic
magic wand sihirli değnek
magic
gözbağcılık
magic
black magic cin ve şeytanlar aracılığıyl
English - English
{n} magic