a curve, polygon or other figure that crosses or intersects itself

listen to the pronunciation of a curve, polygon or other figure that crosses or intersects itself
English - Turkish

Definition of a curve, polygon or other figure that crosses or intersects itself in English Turkish dictionary

complex
saplantı
complex
mürekkep
complex
(Politika, Siyaset) muğlak
complex
çapraşık
complex
kompleks

Spor onun aşağılık kompleksini tedavi etti. - Sports cured him of his inferiority complex.

Onun bir aşağılık kompleksi var. - He has an inferiority complex.

complex
karmaşık

İnsan karmaşık bir organizmadır. - Man is a complex organism.

Onların iletişimi düşündüğümüzden çok daha karmaşık olabilir. - Their communication may be much more complex than we thought.

complex
{i} karmaşa

Dünya görünüşte sonsuz karmaşanın olduğu bir yer. - The world is a place of seemingly infinite complexity.

complex
(Tıp) Basit olmayan karışık, muğlak
complex
{s} mat. kompleks, karmaşık
complex
{i} bileşik şey
complex
çok parçalı
complex
bileşik veya karışık herhangi bir şey
complex
{i} ruhb. kompleks, karmaşa
complex
(sıfat) kompleks, bileşik, karmaşık, karışık, komplike
complex
(Tıp) Çeşitli unsurların birleşmesinden oluşan madde ,bileşik
complex
{i} blok
complex
{i} ekon. kompleks
complex
komplek

Onun bir aşağılık kompleksi var. - He has an inferiority complex.

Kompleks karbonhidratlar hakkında bir şey biliyor musun? - Do you know anything about complex carbohydrates?

complex
birçok parçadan oluşmuş
English - English
complex