Tom bu barda haftada iki kez şarkı söyler.
- Tom sings at this bar a couple of times a week.
İki dakika içinde görüşürüz.
- See you in a couple of minutes.
Tom'un bütün istediği Mary'nin ukelede bir çift melodi çalmasıydı.
- All Tom wanted was for Mary to play a couple of tunes on her ukulele.
Bu geceki konser için bana bir çift bilet verildi. Benimle gitmek ister misin?
- I was given a couple of tickets for tonight's concert. Would you like to go with me?
... We have a couple of very, very good examples in America. ...
... couple of years. ...