a child or young person; a term of endearment

listen to the pronunciation of a child or young person; a term of endearment
English - Turkish

Definition of a child or young person; a term of endearment in English Turkish dictionary

chick
{i} civciv

İncil'e göre, pelikan civcivlerini kendi kanıyla besledi. - According the bible, the pelican fed its chicks with its own blood.

Tavuğun civcivleri yumurtadan çıkıyorlar. - The hen's chicks are hatching.

chick
piliç

Arabaya bir piliç atalım. - Let's pick up a chick.

Bu piliç çok pişirilmiş. - The chicken is overcooked.

chick
{i} argo genç kız, piliç
chick
(Spor) amigo kız
chick
(Argo) çıtır
chick
parça

Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı. - On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.

chick
cüce
chick
yavru kuş
chick
güzel kız
chick
yavru
chick
(Hayvan Bilim, Zooloji) Kuş yavrusu
chick
{i} kız

Babam tavuk kızartmak için ateş kullanır. - Dad uses fire to roast a chicken.

Fırında kızartılmış tavuğu severim. - I like roast chicken.

chick
çocuk

Ben bir çocukken suçiçeği geçirdim. - I had chicken pox as a kid.

Suçiçeği yaygın bir çocukluk hastalığıdır. - Chicken pox is a common childhood illness.

chick
genç kız
English - English
chick