Bunu azıcık sevmiyorum.
 - I don't like it one bit.
Ben azıcık şaşırmadım.
 - I'm not surprised one bit.
Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum.
 - When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them.
Tom şapkasındaki bir parça kiri fırçaladı.
 - Tom brushed a bit of dirt off of his hat.
Bu gece uçuş saatimiz 6 saatin altında olacak, ancak bazı şeyleri biraz hızlandırabilip hızlandıramayacağımızı göreceğiz.
 - Our flying time tonight will be just under 6 hours, but I'll see if I can speed things up a bit.