Definition of (a) gossip in English Turkish dictionary
- gossip
- dedikodu
O, konuşmayı komşular hakkındaki dedikodu ile tatlandırmaya çalıştı.
- She tried to spice up the conversation with gossip about the neighbors.
Kötü niyetli dedikodular orman yangını gibi yayılır.Sanırım kötü haber tez yayılır demelerinin nedeni budur.
- Malicious gossip spreads like wildfire. I guess that's why they say bad news travels fast.
- gossip show
- Paparazzi televizyon programı
- gossip
- {i} dedikoducu kimse
- gossip
- laf yetiştirmek
- gossip
- kaynatmak
- gossip
- gıybet
- gossip
- dedikoducu
Sen böyle bir dedikoducusun.
- You're such a gossip.
Dünya dedikoducular ve yalancılarla dolu.
- The world is full of gossipers and liars.
- gossip
- çene çalma
- gossip
- kov
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
- gossip about
- laf etmek
- society gossip column
- sosyete sütunu
- gossip
- dedikodu yap
Tom'un Mary hakkında öyle dedikodu yapacağına inanamıyorum.
- I can't believe Tom would gossip about Mary like that.
Tom, dedikodu yapacak biri değil.
- Tom isn't one to gossip.
- gossip
- dedikodu yapmak
İnsanlar dedikodu yapmaktan hoşlanır.
- People like gossiping.
- malicious gossip
- kötü niyetli dedikodu
- celebrity gossip
- sosyete dedikodusu
- for fear of talk/gossip
- konuşmak korkusuyla / dedikodu
- gossip column
- Dedikodu köşesi (gazetede)
- gossip girl
- (Televizyon) Dedikoducu kız. Türkiye'de CNBC-e kanalında gösterilen bir televizyon dizisi
- gossip girl
- (Televizyon) New York, Manhattan'da yaşayan bir grup gencin öyküsünü anlatan klasik bir gençlik-drama dizisi olan Gossip Girl, Cecily Von Ziegesar'in aynı isme sahip kitap serisinden uyarlanmıştır.Gossip Girl'de klasik zengin-fakir, iyi-kötü ilişkileri işlenir. Arkadaşlığın ve aşkın sık sık vurgulandığı Gossip Girl'in konusu, dizi ile aynı isme sahip ve kendisini göremeyip yalnızca sessini duyduğumuz bir kızın bloguna yazdığı dedikodular ile şekillenir
- gossip rag
- dedikodu paçavra
- old wives' gossip
- batıl dedikodu
- spread gossip
- yayılır dedikodu
- to gossip
- dedikodu yapmaya
- backstairs gossip
- hizmetçi dedikodusu
- gossip
- dedikodu etmek
- gossip
- dedikoducu/dedikodu
- gossip
- {i} hoşbeş
- gossip
- {i} gevezelik
- gossip
- {f} çene çalmak
- gossip
- {f} gevezelik etmek
- gossip
- boş laf
- gossip
- {f} about -in dedikodusunu yapmak
- gossip
- gossiper dedikoducu kimse
- gossip coloumnist
- dedikodu yazarı
- have a gossip
- çene çalmak
- have a gossip
- hoşbeş etmek
- idle gossip
- boş dedikodu
- to be the subject of gossip
- söz olmak