ısrar etmemek

listen to the pronunciation of ısrar etmemek
Turkish - English
no to insist (on)
ısrar et
take into ones mind
ısrar et
persist

The boy persisted in his opinion. - Çocuk fikrinde ısrar etti.

He persisted in accomplishing his original plan. - O, orjinal planını başarıyla tamamlamakta ısrar etti.

ısrar et
take into one's mind
ısrar et
insist

They insisted on my getting the work done by tomorrow. - Onlar yarına kadar işi yaptırmamda ısrar ettiler.

She insisted that I should pay the bill. - Benim faturayı ödemem gerektiği konusunda ısrar etti.

ısrar et
importune