It shouldn't be permitted to store samples of DNA.
 - DNA örneklerinin saklanmasına izin verilmemelidir.
Would you show us some samples of your work?
 - Bize çalışmalarınızdan bazı örnekler gösterir misiniz?
Please give us some examples.
 - Lütfen bize bazı örnekler ver.
We are adding examples in Berber.
 - Berber dilinde örnekler ekliyoruz.
However, there are instances in history where entire peoples were successfully exterminated.
 - Buna rağmen,tarihte tüm insanların başarılı bir şekilde yok edildiğine dair örnekler var.
An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.
 - Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller.
This is a very rare specimen.
 - Bu çok nadir bir örnektir.
These specimens are divided into several categories.
 - Bu örnekler birkaç kategoriye ayrılır.
However, there are instances in history where entire peoples were successfully exterminated.
 - Buna rağmen,tarihte tüm insanların başarılı bir şekilde yok edildiğine dair örnekler var.
I can give you several instances.
 - Sana birkaç örnek verebilirim.
He's a tiger when he's angry is an example of metaphor.
 -  O kızdığı zaman bir kaplandır  sözü metafora bir örnektir.
Twitter is a good example of absurdity.
 - Twitter, saçmalıklara iyi bir örnektir.
He asked for samples of picture postcards.
 - O, resim kartpostalların örneklerini istedi.
This is a free sample.
 - Bu ücretsiz bir örnektir.
We should lead by example.
 - Örnek olarak liderlik etmeliyiz.
The teacher can show an example on the blackboard to clarify the type of answer expected.
 - Öğretmen beklenen cevabın türünü netleştirmek için tahtada bir örnek gösterebilir.
Tom has always favored representative government.
 - Tom her zaman örnek bir hükümete olumlu baktı.
He is an exemplary person with an excellent reputation.
 - O, mükemmel şöhretiyle örnek alınacak bir kişidir.
Tom is an exemplary husband.
 - Tom örnek bir kocadır.
I heard your idea on how to solve the problem, but I would have to ask you to exemplify what you mean.
 - Sorunun nasıl çözüleceği konusundaki fikrinizi duydum, ancak neyi kastettiğinizi örneklemenizi istemek zorunda kalacağım.
Tom is doing an exemplary job.
 - Tom örnek bir iş yapıyor.
He is an exemplary person with an excellent reputation.
 - O, mükemmel şöhretiyle örnek alınacak bir kişidir.
In this semester, students study and apply statistical sampling techniques.
 - Bu dönem, öğrenciler istatistiksel örnekleme tekniklerini okuyacaklar ve uygulayacaklar.
Here is a sampling of today's program.
 - İşte bugünün programı hakkında bir örnek.
He has become a role model for his younger stepbrother.
 - Genç üvey erkek kardeşi için örnek insan oldu.
Mary has always been a model student.
 - Meryem her zaman örnek bir öğrenci oldu.