çok azdım

listen to the pronunciation of çok azdım
Turkish - English

Definition of çok azdım in Turkish English dictionary

çok az
too little

We think too much and feel too little. - Çok fazla düşünüyoruz ve çok az hissediyoruz.

We drink too little water. - Biz çok az su içiyoruz.

çok az
slightly

You may be right, but we have a slightly different opinion. - Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var.

Tom sounded slightly jealous. - Tom çok az kıskanç görünüyordu.

çok az
barely

Tom seems to be barely paying attention. - Tom çok çok az ilgileniyor gibi görünüyor.

We've been standing here for more than an hour and the line has barely moved. - Bir saatten daha fazla bir süredir burada bekliyoruz ve sıra çok az hareket etti.

çok az
shabby
çok az
merely
çok az
hard line
çok az
too few

Malnutrition occurs when a person's diet contains too few or too many nutrients. - Kötü beslenme bir kişinin diyetinde çok az ya da çok besin içerdiği zaman oluşur.

Too bad! Too few rich people donate to the orphanage. - Çok kötü! Çok az sayıda zengin insan yetimhaneye bağış yapıyor.

çok az
minikin
çok az
the ghost of a
çok az
a drop in the ocean
çok az
bitty
çok az
very few

There are very few shops and the cinema is awful. - Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.

I have very few books in English. - Çok az sayıda İngilizce kitabım var.

çok az
very little

His observation is sharp, but he says very little. - Onun gözlemi şiddetli fakat o çok az diyor.

Studies show that once the basic needs of shelter and food are met, additional wealth adds very little to happiness. - Araştırmalar, temel barınma ve gıda ihtiyaçları karşılanır karşılanmaz, ilave zenginliğin mutluluğa çok az şey kattığını gösteriyor.

çok az
scanty
çok az
minute
çok az
{s} beggarly
çok az
{s} niggardly
çok az
spot of
Turkish - Turkish

Definition of çok azdım in Turkish Turkish dictionary

Çok az
bir damla
Çok az
kıl payı
Çok az
apaz
Çok az
tadımlık
Çok az
kırk para
Çok az
bir karış