Tom and Mary bought a small ranch outside Boston.
- Tom ve Mary, Boston'un dışında küçük bir çiftlik satın aldılar.
There are about 500 cattle on the ranch.
- Çiftlikte yaklaşık 500 büyükbaş hayvan var.
The Bakers have a farm up the river.
- Bakers'ların nehrin yukarısında bir çiftlikleri var.
Hoover was born in the farm state of Iowa in 1874.
- Hoover, 1874'te Iowa çiftlik eyâletinde doğdu.
Tom and his family live in a small farm house not too far from here.
- Tom ve ailesi buradan çok uzakta olmayan küçük bir çiftlik evinde yaşamaktadır.
Tom lives in an isolated farm house.
- Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.
We stayed at a farm house.
- Biz bir çiftlik evinde kaldık.
Tom lives in an isolated farm house.
- Tom izole edilmiş bir çiftlik evinde yaşıyor.
Sami lived in a separate farmhouse owned by his father.
- Sami, babası tarafından sahiplenilmiş ayrı bir çiftlik evinde yaşıyordu.
During the storm, the power went out and the rain battered the windows of the farmhouse.
- Fırtına sırasında, güç gitti ve yağmur çiftlik evinin pencerelerini vurdu.