A quadriga is a chariot drawn by four horses.
 - Kuadriga dört at tarafından çekilen bir arabadır.
The ancient Greeks believed that the Sun rode across the sky in a chariot drawn by four white horses driven by the god Heleius.
 - Antik Yunanlar Güneşin tanrı Heleius tarafından sürülen dört beyaz at tarafından çekilen bir arabada gökyüzünü boydan boya geçtiğine inanıyorlardı.
Tom wrote Mary's name as the cheque payee.
 - Tom çek alacaklısı olarak Mary'nin adını yazdı.
Someone stole my wallet. I no longer have a cheque book or a credit card.
 - Birisi benim cüzdanımı çaldı. Artık bir çek defterim ya da bir kredi kartım yok.
He pulled his son by the ear.
 - O, oğlunun kulağını çekti.
I need a tool for pulling weeds in my garden.
 - Benim bahçemdeki yabani otları çekmek için bir alete ihtiyacım var.
My jeans have shrunk.
 - Kot pantolonum çekti.
Tom's new shirt shrunk when he washed it and now it doesn't fit.
 - Tom yeni gömleğini yıkadığında çekti ve şimdi uymuyor.
Some people in the world suffer from hunger.
 - Dünyada bazı insanlar, açlıktan çeker.
He used to suffer from stomach aches.
 - O, mide ağrılarından dolayı acı çekerdi.
She drew the chair towards her.
 - O sandalyeyi ona doğru çekti.
The card you drew was a red, wasn't it?
 - Çektiğin kart bir kırmızıydı, değil mi?
Roll up your right sleeve.
 - Sağ elbise kolunu yukarı çek.
I did not want to attract attention.
 - Ben dikkat çekmek istemiyordum.
His niece is attractive and mature for her age.
 - Onun kız yeğeni çekici ve yaşına göre olgundur.
Tom yanked Mary's ponytail.
 - Tom Mary'nin at kuyruğu saçını çekti.
Tom yanked Mary's hair.
 - Tom, Mary'nin saçını çekti.
In that language, adjectives and nouns are inflected for gender.
 - O dilde, sıfatlar ve isimler cinsiyete göre çekilir.
Such languages as Russian, Polish, Czech and Bulgarian have common Slavic roots.
 - Rusya, Polonya, Çek ve Bulgaristan'ın ortak Slav kökleri var.
The flag of the Czech Republic is almost the same as that of the Philippines.
 - Çek Cumhuriyeti'nin bayrağı Filipinler'inkiyle neredeyse aynıdır.
I will pay for it by check.
 - Ben onu çek ile ödeyeceğim.
I'd like to pay by check.
 - Çek ile ödeme yapmak istiyorum.
Layla lured Sami to her house.
 - Leyla, Sami'yi evine çekti.
Cheese often lures a mouse into a trap.
 - Peynir genellikle bir fareyi tuzağa çeker.