I require absolute loyalty of my employees.
- Tüm çalışanlarımdan mutlak sadakat istiyorum.
Tom doesn't know how to treat his employees properly.
- Tom çalışanlarına düzgün bir şekilde nasıl davranacağını bilmiyor.
Almost one-third of all office workers wear spectacles.
- Hemen hemen tüm ofis çalışanlarının üçte biri gözlük takıyor.
Health workers aid people in need.
- Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
He's an advocate of barefoot running.
- O yalınayak çalışan bir avukat.
Tom heard the shower running.
- Tom çalışan bir duş duydu.
Tom currently has ten people working for him.
- Tom şu anda onun için çalışan on kişiye sahip.
Working men drank hard apple cider.
- Çalışan erkekler sert elma şırası içtiler.