You will remain here until you are summoned.
 - Çağırılıncaya kadar burada kalacaksın.
Would you mind calling him to the phone?
 - Onu telefona çağırır mısınız?
Didn't you hear me calling you?
 - Seni çağırdığımı duymadın mı?
Tom called Mary to the telephone.
 - Tom Mary'yi telefona çağırdı.
Tom called a cab for Mary.
 - Tom Mary için bir taksi çağırdı.
Can you call me a taxi?
 - Bana bir taksi çağırabilir misiniz?
The President called out the troops.
 - Başkan, askeri güçleri çağırdı.
I'd like to page someone.
 - Birini çağırtmak istiyorum.