The business owner wants to maximize profit.
 - İşletme sahibi kârı maksimuma çıkarmak istiyor.
Fadil murdered Layla for profit.
 - Fadıl çıkar için Leyla'yı öldürdü.
He doesn't understand that his actions work against his own interests.
 - O, onun eylemlerinin kendi çıkarlarına karşı çalıştığını anlamıyor.
They are bound together by common interests.
 - Onlar ortak çıkarları tarafından birbirine bağlıdır.
That's the eject button. Don't touch it.
 - O, çıkartma düğmesi. Ona dokunma.
Press the small button to eject the CD from the computer.
 - CDyi bilgisayardan çıkartmak için küçük düğmeye basın
He gets a kick out of reckless driving.
 - O dikkatsiz araç kullanmanın keyfini çıkarır.
You'll get a kick out of it.
 - Bunun keyfini çıkaracaksın.
Keep up the good work!
 - İyi iş çıkarıyorsun, aynen devam!
You have done a good job. I'll take my hat off to you.
 - İyi bir iş başardın. Senin için şapkamı çıkarmak istiyorum.
He was excluded from the club.
 - O, kulüpten çıkarıldı.
They decided to exclude him from their circle.
 - Onlar onu gruplarından çıkarmaya karar verdi.
But I had another advantage in it.
 - Ama ondan başka bir çıkarım vardı.
The coffee stain was difficult to remove.
 - Kahve lekesini çıkarmak zordu.
Stow away carefully the clothes you removed.
 - Çıkardığın giysileri dikkatlice yerine koy.
Stick out your tongue and say aah.
 - Dilini dışarı çıkar ve aah de.
Open your mouth and stick out your tongue.
 - Ağzını aç, dilini çıkar.
Put out your tongue, please.
 - Dilinizi çıkarın, lütfen.
That trio has already put out five albums.
 - O üçlü zaten beş albüm çıkardı.
More than one million tons of coal are mined each day in Australia.
 - Avustralya'da her gün bir milyon tonun üzerinde kömür çıkarılıyor.
If your answer is correct, it follows that mine is wrong.
 - Eğer senin cevabın doğruysa bundan da şu sonuç çıkar ki benim ki yanlış.
Gold is mined in this area.
 - Altın bu alanda çıkarılır.
About ten million tons of coal are mined every day in China.
 - Çin'de her gün yaklaşık on milyon ton kömür çıkartılır.
What is 6 subtracted from 10?
 - 10 dan 6 çıkarsa ne kalır?
The children are learning to add and subtract.
 - Çocuklar toplama ve çıkarmayı öğreniyor.
We'll sing that song, omitting the last two verses.
 - Son iki mısrayı çıkararak, o şarkıyı söyleyeceğiz.
Plants give off oxygen as they make food.
 - Bitkiler yemek yaparken oksijen çıkarır.
The short term contract employees were dismissed without notice.
 - Kısa vadeli sözleşmeli personel haber vermeden işten çıkarıldı.
She dismissed a gardener.
 - O bir bahçıvanı işten çıkardı.
Think of number one and do what is best for yourself!
 - Kendi çıkarını düşün ve senin için en iyi olanı yap!
Tom took out his cell phone so that he could take a selfie.
 - Tom bir özçekim çekebilmek için cep telefonunu çıkardı.
Strive only for self-interest and nothing else.
 - Sadece kendi çıkarlarınız için çaba gösterin ve başka hiçbir şey yapmayın.
Tom took off his jacket, put on a bullet-proof vest, and then put his jacket back on.
 - Tom ceketini çıkardı, kurşun geçirmez yelek giydi ve sonra ceketini geri giydi.
Tom took off his bullet-proof vest.
 - Tom, kurşun geçirmez yeleğini çıkardı.
What do you infer from her strange behavior?
 - Onun garip davranışlarından ne çıkarıyorsun?
What are you inferring?
 - Sen ne sonuç çıkarıyordun?
He has extracted a great many examples from the grammar book.
 - O, dil bilgisi kitabından pek çok örnek çıkardı.
Today we heard a story about biogas extraction.
 - Bugün biyogaz çıkarma hakkında bir hikaye duyduk.
Sherlock Holmes could deduce much out of the smallest details.
 - Sherlock Holmes en küçük detaylardan çok fazla çıkarım yapabilirdi.
Tom unsheathed his sword.
 - Tom kılıcını kınından çıkarmış.
He's in danger of being evicted.
 - O, evden çıkartılma tehlikesiyle karşıya karşıya bulunuyor.