I never want to retire.
- Asla emekli olmak istemiyorum.
I'm not ready to retire.
- Emekli olmak için hazır değilim.
My father is retiring next spring.
- Babam önümüzdeki İlkbaharda emekli oluyor.
A farewell party was held for the executive who was retiring.
- Emekli olan bir yönetici için bir veda partisi düzenlendi.
My uncle retired from teaching last year, but he still managed to hang onto a position at the university.
- Amcam geçen yıl öğretmenlikten emekli oldu, fakat üniversitede bir görevi hâlâ sürdürebiliyordu.
With the money Mr Johnson had saved, he would be able to live high on the hog when he retired.
- Bay Johnson kazandığı paradan dolayı, emekli olduğunda etrafa para saçabilecekti.
His revenue doubled after retirement.
- Onun geliri, emekli olduktan sonra iki katına çıktı.
People rarely come to see you once you are retired.
- Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.
The lady that used to work here had to retire.
- Burada çalışan bayan, emekli olmak zorunda kaldı.
I'm not ready to retire.
- Emekli olmak için hazır değilim.