He's offended at the slightest thing, he takes exception to nearly everything we say to him.
 - O en ufak bir şeye darılıyor, ona söylediğimiz yaklaşık her şeye itiraz ediyor.
The dictionary gathers nearly half a million words.
 - Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.
According to the weather forecast, the typhoon is approaching Okinawa.
 - Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor.
He is a hard man to approach.
 - O yaklaşması zor bir adamdır.
The bridge is approximately a mile long.
 - Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.
A person's heart is approximately the same size as their fist.
 - Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
He does not let the opponent come near him.
 - O, rakibin ona yaklaşmasına izin vermez.
Don't let anyone come near the fire.
 - Herhangi birinin ateşe yaklaşmasına izin vermeyin.
We're slowly nearing the end.
 - Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
The end of my probation period is nearing.
 - Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.