yakası

listen to the pronunciation of yakası
Türkisch - Englisch

Definition von yakası im Türkisch Englisch wörterbuch

yaka
collar

He grabbed me by the collar. - O, beni yakamdan yakaladı.

The man tried to catch hold of me by the collar. - Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.

yakası açılmadık
unheard of
yakası açılmadık
unheard-of
yakası açılmadık unheard-of
(curse, obscenity)
yaka
neck

The police seized the robber by the neck. - Polis hırsızı yakasından yakaladı.

He caught me by the neck. - O, beni boynumdan yakaladı.

anadolu yakası
anatolian side
avrupa yakası
european side
gömlek yakası
(Tekstil) shirt collar
gömlek yakası
(Tekstil) stand-up collar
seren yakası
(Askeri) head
yaka
clip-on
yaka
side

Is the school on this side of the river? - Okul, nehrin bu yakasında mı?

Our town is on the East Side of the river. - Kentimiz nehrin doğu yakası'ndadır.

yaka
edging
yaka
upstand
yaka
counterflashing
yaka
(Askeri) corner of edge of a sail
yaka
neckline
asya yakası
Anatolian side (Istanbul)
avrupa yakası
Eurepean side (Istanbul)
elbise yakası
collar dress
ceket yakası üzerine dönen gömlek yakası
eton collar
cüppe yakası
clerical collar
iki yakası bir araya gelmek
make both ends meet
iki yakası bir araya gelmemek
to be unable to make two ends meet
kuyu yakası
shaft collar
matafyon yakası
eyelet leach
nehir ağzı yakası
(Askeri) river-mouth bank
rahip elbisesi yakası
roman collar
rahip elbisesi yakası
clerical collar
rahip yakası
dog collar
seren yakası
eyelet leach
yaka
collar; side; bank, shore
yaka
collarette
yaka
side (of a stream, body of water, or street)
yaka
dicky
yaka
collaret
yaka
flange
yaka
dickey
yelken yakası
leech
Türkisch - Türkisch

Definition von yakası im Türkisch Türkisch wörterbuch

Yaka
(Osmanlı Dönemi) CEYB
Yaka
(Osmanlı Dönemi) CİRBAN
Yaka
giriban
yaka
Semt: "Hele bir işimizi bitirip karşı yakaya geçelim de onu sonra düşünürüz."- A.Gündüz
yaka
Kıyı, kenar, taraf
yaka
Semt
yaka
Giyeceklerin boyna gelen bölümüne eklenen ve türlü biçimlerde olan parçası
yaka
Eğik yerey
yaka
Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü
yaka
Yapıların saçaklarında, suyun içeriye sızmasını önlemek için kiremidin altıyla oluk arasına konulan metal levha
yaka
Ağların alt ve üst kenarları
yaka
Yelkenlerin köşelerine ve yakalarına denir
yaka
Yelkenlerin kenar ve köşeleri
yaka
Kıyı, kenar, çevre, uç
yaka
Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü: "Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu."- Y. K. Karaosmanoğlu
yaka
Kıyı, kenar, taraf: "Sokağın karşı yakasına geçtiler."- M. Ş. Esendal