yakışıklı yakışıklı

listen to the pronunciation of yakışıklı yakışıklı
Türkisch - Englisch

Definition von yakışıklı yakışıklı im Türkisch Englisch wörterbuch

yakışıklı
handsome

Am I handsome or not? - Yakışıklı mıyım yoksa değil miyim?

Felicja's children think that their father Lazarz is more handsome than Justin Bieber. - Felicja'nın çocukları, babaları Łazarz'ın Justin Bieber'dan daha yakışıklı olduğunu düşünüyorlar.

yakışıklı
smart

He's smart, handsome and polite. - O akıllı, yakışıklı ve kibardır.

My boyfriend is smart, handsome, and friendly too. - Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.

yakışıklı genç
Adonis
yakışıklı
comely
çok yakışıklı
very handsome
rüyada görülen yakışıklı erkek
sheik
rüyada görülen yakışıklı erkek
sheikh
uzun boylu ve yakışıklı
clean limbed
yakışıklı
well favoured [Brit.]
yakışıklı
sightly
yakışıklı
shapely
yakışıklı
well favored
yakışıklı
handsome, good-looking
yakışıklı
personable
yakışıklı
handsome, good-looking (man)
yakışıklı
stunner
yakışıklı
good looking

What did you think of Tom? He's got a nice voice. Just a nice voice? Well, his face is nothing special, right? Really! I think he's pretty good looking. - Tom hakkında ne düşünüyorsun? Onun güzel bir sesi var. Sadece güzel bir ses mi? Pekala, onun yüzü özel bir şey değil, değil mi? Gerçekten mi! Sanırım o oldukça yakışıklı.

Tom plays in a band, and is very good looking. - Tom bir grupta çalıyor ve çok yakışıklı.

yakışıklı adam
handsome man
çok yakışıklı genç
Apollo
Türkisch - Türkisch

Definition von yakışıklı yakışıklı im Türkisch Türkisch wörterbuch

yakışıklı
Güzel, gösterişli
yakışıklı
Güzel, gösterişli (erkek): "Genç bir adamdır, ama hiç de yakışıklı sayılmaz."- Y. K. Karaosmanoğlu
Englisch - Türkisch

Definition von yakışıklı yakışıklı im Englisch Türkisch wörterbuch

yakışıklı
dasein teoremi
yakışıklı yakışıklı
Favoriten