The rains ruined the harvest.
 - Yağmurlar ürünü harap etti.
The heavy rains caused the river to flood.
 - Şiddetşi yağmurlar nehrin taşmasına neden oldu.
I think it won't rain tomorrow.
 - Bence yarın yağmur yağmayacak.
I was caught in the rain on my way home.
 - Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
The mafia boss was killed in a hail of machine gun fire.
 - Mafya babası makineli tüfek ateşi yağmurunda öldürüldü.
The street fight was interrupted with a hail of gunfire.
 - Sokak kavgası, silah ateşi yağmuru ile kesildi.
The road was wet from the rain.
 - Yol yağmurdan ıslaktı.
He was wet to the skin from the rain.
 - Yağmurdan iliklerine kadar ıslandı.
The teacher was deluged with questions.
 - Öğretmen soru yağmuruna tutuldu.
Yoğun yağış sebebiyle baraj taştı.
 - Şiddetli yağmur yüzünden baraj kapakları patladı.