yıldızsız

listen to the pronunciation of yıldızsız
Türkisch - Englisch
starless
without visible stars

The starless night was very dark.

{a} having no light from the stars, dark
not starry; having no stars or star-like objects; "dark starless nights"
Being without stars; having no stars visible; as, a starless night
{s} lacking stars, characterized by an absence of stars
with no stars showing in the sky
not starry; having no stars or star-like objects; "dark starless nights
yıldız
star

Many nights did he spend, looking up at the stars. - O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.

Spain has won the 2010 FIFA World Cup and the national team logo gains the first star. - İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın galibi oldu ve millî takım logosu ilk yıldızını kazandı.

yıldız
etoile
yıldız
sidero-
yıldız
(Askeri) north

The North Star is very easy to find. - Kuzey yıldızını bulmak çok kolaydır.

Look, it's the North Star. - Bak, o, Kuzey Yıldızı.

yıldız
(Bilgisayar) asterisk

The footnotes are marked with an asterisk. - Dipnotlar yıldız işareti ile işaretlenmiştir.

They don't know how to use an asterisk. - Onlar bir yıldız işaretinin nasıl kullanılacağını bilmiyorlar.

yıldız
(Botanik, Bitkibilim) dahlia
yıldız
(Botanik, Bitkibilim) dahlia variabilis
yıldız
(Botanik, Bitkibilim) aster

What's the difference between asteroids and comets? - Astreoidler ve kuyruklu yıldızlar arasındaki fark nedir?

The footnotes are marked with an asterisk. - Dipnotlar yıldız işareti ile işaretlenmiştir.

yıldız
ace
yıldız
celestial body

Tom doesn't know what a star is and what a celestial body is. - Tom, bir yıldızın ne olduğunu ve bir gök cisminin ne olduğunu bilmiyor.

yıldız
aster, celestial body
yıldız
(Denizcilik) north wind
yıldız
(Denizcilik) north
yıldız
astral
yıldız
(one's) star, (one's) fortune
yıldız
sidereal
yıldız
planetary
yıldız
star performer, star
yıldız
star; asterisk; ace; astral, sidereal, stellar
yıldız
asterisk, star (reference mark)
yıldız
sidero
Türkisch - Türkisch
Bulutlu, kapalı, açık olmayan
YILDIZSIZ
Bulutlu, kapalı, açık olmayan: "Gece yıldızsız, deniz hafif çalkantılı idi."- H. Taner
Yıldız
(Osmanlı Dönemi) KEVKEB
Yıldız
sitare
Yıldız
(Osmanlı Dönemi) AHTER
Yıldız
kevkep
Yıldız
(Osmanlı Dönemi) CİRM
Yıldız
(Osmanlı Dönemi) BÜRC
Yıldız
KUZEY
yıldız
Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse
yıldız
Gökyüzünde görülen ışıklı gök cisimlerinden her biri
yıldız
Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse: "Cebirde, geometride, fizikte sınıfımızın yıldızı idim."- Y. Z. Ortaç
yıldız
Karagöz, Matiz ve Külhanbeyi tiplerince mum ya da ışık anlamında kullanılan sözcük
yıldız
Yıldız biçiminde olan
yıldız
Sinema ve müzikhol sanatçısı, star
yıldız
Sinema ve müzikhol sanatçısı, star: "Bir keresinde de bir yerli opera yıldızımız gelmişti."- H. Taner
yıldız
Güneş ve ay dışında gökyüzünde görülen ışıklı gök cisimlerinden her biri: "Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük."- Y. K. Beyatlı
yıldız
Bir noktadan çevreye doğru çekilmiş birçok kısa çizgiden veya üçgenden oluşan şekil
yıldız
Baht, şans, talih
yıldız
Kuzey yönü
yıldız
Kuzeyden esen rüzgar
yıldızsız
Favoriten