Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.
- Tom doesn't actually live within Boston city limits.
O genç görünüyor, ama o aslında senden daha yaşlıdır.
- She looks young, but she's actually older than you are.
Tom aslında üç tekneye sahiptir.
- Tom actually owns three boats.
Aslında bu evin sahibi kim?
- Who actually owns this house?
Sahiden hiç Tayland yemeği denedin mi?
- Have you actually ever tried Thai food?
Birçok insan tembeldir. Aslına bakılırsa ben de tembelim.
- A lot of people are lazy. Actually, I'm lazy too.
Ben aslına bakılırsa asla burada daha önce olmadım.
- I've never actually been here before.
Aslına bakarsak ben bile Tom'la tanışmadım.
- I actually haven't even met Tom.
Tom gerçekten asla Boston'da bulunmadı.
- Tom has actually never been to Boston.
Tom Mary için çalışmayı gerçekten sevdiğini anladı.
- Tom found that he actually liked working for Mary.
The trouble is that he doesn't like mathematics. Come to think of it, he doesn't enjoy geometry much either.
Para gerçekten ödenildi mi?
- Was the money actually paid?
Tom Mary için çalışmayı gerçekten sevdiğini anladı.
- Tom found that he actually liked working for Mary.