vollmachtgeber

listen to the pronunciation of vollmachtgeber
Deutsch - Türkisch
m tarn salähiyet veren; jur. müvekkil
Englisch - Türkisch

Definition von vollmachtgeber im Englisch Türkisch wörterbuch

principal
{i} okul müdürü

Okul müdürü, öğretmenden sonra içeri geldi. - The principal came in after the teacher.

Okul müdürü onun dürüstlüğü konusunda beni ikna etti. - The principal assured me of her honesty.

principal
{i} anapara
principal
başöğretmen
principal
çoğunlukla
principal
{i} fail
principal
başat
mandator
müvekkil
principal
baş

Örgüt, yaban hayatı korumasında başlıca rol oynar. - The organization plays a principal role in wildlife conservation.

Bay Jackson bizim başkanımız. - Mr. Jackson is our principal.

principal
yönetici
principal
principal parts gram
principal
{i} şef

Bay Jackson bizim şefimiz. - Mr. Jackson is our principal.

principal
{i} huk. müvekkil
principal
düelloda karşılaşan taraflardan biri
principal
ana para
principal
en mühim
principal
{s} temel

NASA'nın Juno misyonunun temel hedefi Jüpiterin kökeni ve evrimini anlamaktır. - The principal goal of NASA's Juno mission is to understand the origin and evolution of Jupiter.

Bu, senin planına karşı temel argümanlardan biridir. - This is one of the principal arguments against your plan.

principal
(Tıp) Birinci, başta gelen, ana, başlıca en mühim, princeps
principal
patron