veriler

listen to the pronunciation of veriler
Türkisch - Englisch
specification
data

Following the demographic data, the government was obliged to adopt a policy that would stimulate birth rate. - Demografik verileri izleyerek, hükümet doğum oranını teşvik edecek bir politika benimsemek zorunda kalmıştı.

The statistical data presented in her paper is of great use for us in estimating the frequency of the movement. - Onun raporunda sunulan istatistiki veriler hareketin sıklığını tahmin etmede bizim için çok faydalı.

datum
veri
data

Everyone can feed the database to illustrate new vocabulary. - Herkes yeni kelimeleri göstermek için veritabanını besleyebilir.

The statistical data presented in her paper is of great use for us in estimating the frequency of the movement. - Onun raporunda sunulan istatistiki veriler hareketin sıklığını tahmin etmede bizim için çok faydalı.

veriler kesilmiş
(Bilgisayar) data truncated
analog veriler
(Jeoloji) analog data
veri
donnee
veri
(Bilgisayar) data/text merge
veri
data set
veri
(Tıp) parameter
veri
(Bilgisayar) data/header file
veri
(Havacılık) baud
veri
(Bilgisayar) data delimiter
veri
datum
güncel veriler
update
ikincil veriler
(Ticaret) second hand source
kesin veriler
facts and figures
kısmi veriler
(Bilgisayar) partial data
nicel-nitel veriler
(Ticaret) quantitative-qualitative data
veri
throughput
veri
output
veri
statistic

The statistical data presented in her paper is of great use for us in estimating the frequency of the movement. - Onun raporunda sunulan istatistiki veriler hareketin sıklığını tahmin etmede bizim için çok faydalı.

veri
given

See the example given above. - Yukarıda verilen örneğe bak.

Parents have a prior right to choose the kind of education that shall be given to their children. - Ana baba, çocuklarına verilecek eğitim türünü seçmek hakkını öncelikle haizdirler.

yetersiz veriler
(Ticaret) imperfect data
Türkisch - Türkisch

Definition von veriler im Türkisch Türkisch wörterbuch

VERİ
(Hukuk) Bir sonuca varabilmek için gerekli bilgi; done
Veri
(Hukuk) MUTA
Veri
data
Veri
done
veri
Bir problemde bilinen, belirtilmiş anlatımlardan bilinmeyeni bulmaya yarayan şey
veri
Bir araştırmanın, bir tartışmanın, bir muhakemenin temeli olan ana öge, muta, done
veri
Bir sanat eserine veya bir edebî esere temel olan ana ilkeler
veri
Bilişimde, olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi
veriler
Favoriten